Sedef Hastalığı

 
Sedef hastalığı diğer bir ifadeyle psöriasis, ağırlıklı olarak deri ve eklem tutulumu olan kronik, çok sistemli enflamatuvar bir hastalıktır. Sedef hastalığı hastalığın fiziksel boyutlarının ötesinde, hastalar üzerinde geniş bir duygusal ve psikososyal etkiye sahiptir.
 
Hastanın sosyal yaşamını oldukça olumsuz  etkilemektedir. Sistemik enflamasyonun bir etkisi olarak ortaya çıkan sedef hastalığı, kardiyovasküler hastalık ve malignite dahil olmak üzere çoklu sistem hastalıkları ya da eşlik eden başka hastalıklarla ilişkilidir.
 
Hastalığın patogenezinde düzensiz kronik enflamasyon ve genetik yatkınlık bulunmaktadır. Tanı için öncelikle klinik tablo önemlidir ve nadiren deri biyopsisi gereklidir. Hastalığın şiddetine bağlı olarak uygun sedef hastalığı çözüm önerileri ile tedaviye başlanabilir. 
 

Sedef Hastalığı Nedir? Neden Olur? 

Sedef hastalığı, cildin epidermal tabakasındaki hücrelerin aşırı artışı ile paralel görünüm, enflamasyon ve anjiyogenez (yeni damar oluşumları) ile karakterizedir. Sedef, doğuştan gelen ve adaptif bağışıklık sistemleri arasındaki bir etkileşimden kaynaklanmaktadır.
 
Sedef hastalığı, Koebner fenomeni olarak isimlendirilen çizilme, piercing, dövme, güneş yanığı, kimyasal tahriş edici maddeler gibi hafif lokalize travma ile ortaya çıkan klinik tabloyla, dışsal ve içsel faktörlerin önemli rol oynadığı çok faktörlü bir hastalıktır.
 
Spesifik olmayan- dışsal tetikleyiciler, tipik sedef lezyonlarının bölgesel olarak görünümlerini ortaya çıkmasına neden olurlar. Sedef hastalığı şu anda yaygın olarak bağışıklık aracılıklı bir hastalık olarak kabul edilmektedir. İnsan gen yapısında ağırlıklı olarak sedef hastalığına bağlı bağışıklıkla ilişkili genler tanımlanmıştır. Sedef hastalığındaki psöriatik (sedefe ait) plakların cildin yerleşik hücreleri ile bağışıklık sistemi bileşenleri arasındaki düzensiz etkileşimlerinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
 
Genetik yatkınlığın yanı sıra, sedef hastalığı için otoimmün bir hastalık olarak görmenin kanıtı, Crohn hastalığı, tip I diyabet mellitus ve romatoid artrit gibi diğer otoimmün hastalıklarda görülen çeşitli biyokimyasal olayların benzerlikler göstermesi ve örtüşmesidir.
 
Buna ek olarak, sedef hastalığı sıklıkla sistemik lupus eritematosus başta olmak üzere bazı önemli otoimmün hastalıklar ile ilişkili bulunmuştur. Tiroid hastalıkları, Çölyak hastalığı, Crohn hastalığı, Multipl skleroz, Sjögren sendromu ve vitiligo gibi diğer otoimmün hastalıklarla da birlikte görülebilmektedir. En önemli etkenlerden birisi de strestir. 
 

Sedef Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Sedef hastalığının tanısı öncelikle kliniktir. Sedef hastalığı olan hastaların % 80-90'ında en yaygın olan kronik plak sedef hastalığıdır (Psoriasis vulgaris). Klasik plak sedef hastalığının ayırt edici özelliği, üst üste binen gümüş skala ile iyi sınırlandırılmış, simetrik ve eritematöz plaklardır.
 
Plaklar vücudun herhangi bir bölgesinde ouşabileceği gibi genel olarak kafa derisi, kalça, gövde, kol ve bacaklarda bulunur. Hastalarda plaklar olmadan ortaya çıkabilen tırnak tutulumu da görülebilir. Aktif lezyonlar kaşıntılı veya ağrılı olabilir. Sedef hastalığı, travma veya yaralanmaya maruz kalan daha önce normal ciltte yeni lezyonların geliştiği izomorfik bir yanıt olarak da ortaya çıkabilir.
 
Sedef hastalığı, eklemleri de tutabilir. Sıklıkla ellerdeki ve beldeki eklemleri tutar. Birlikte “sosis parmak” olarak ifade edilen el veya ayak parmaklarında şişlikler görülür. Sabah tutukluğu olarak bilinen yataktan kalkamama veya doğrulamama ve bu hareketlere ağrı eşlik eder. Uzun süreli oturma, ayakta uzun süre kalma ile ortaya çıkan tutukluk olabilmektedir. Eklem tutulumlarında birlikte tırnak değişiklikleri de gözlenmektedir.
 

Sedef Hastalığı Tedavi Yöntemleri 

Sedef hastalığı tedavisi kesin olarak mevcut olmamasına rağmen, bu kapsamda değişik tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Topikal tedavi, hafif ila orta şiddette hastalıkların tedavisi için bakım standardıdır. Hastaların büyük bir kısmı, birinci basamak düzeyinde başlatılabilen topikal tedaviden fayda görmektedir. Psoriatik artritin varlığında sistemik tedaviler de gerektirebilmektedir.
 
Günümüzde modern tıp ışığında hafif ile orta dereceli hastalıklarda birinci basamak tedavi kortikosteroidler, D3 vitamini analogları ve kombinasyon ürünleri dahil topikal tedavileri içermektedir. Ayrıca ciltteki lezyonlarda bulunan kepeklenmeleri ortadan kaldıran ve estetik açıdan önerilen ilaçlar da sedef hastalığı tedavisi maksadı ile kullanılmaktadır. Daha şiddetli ve nüks semptomları olan hastalarda ise sistemik tedavi için bağışıklık baskılayıcı tedaviler ve fototerapi (ışık tedavisi) uygulanmaktadır.
 

ZGHolistic Clinic Olarak Sedef Hastalığı Tedavisinde Nasıl Bir Yöntem İzliyoruz?

Sedef hastalığı tedavisi yaklaşımımızda hastalık bütüncül bakılabilirse başarı şansının arttırılabileceği göz önünde tutulmaktadır. Sedef Hastalığı çözümleri yönüyle öncelikle hastalığın otoimmün olmasından hareketle beslenme ile vücudun detoksifikasyonu sağlanmaktadır.
 
Ardından hacamat, ozon, glutatyon uygulamaları, uyku düzenlemeleri, stres yönetimi, egzersiz ve hareket önerileri ile hastanın yaşamını değiştiren bütüncül tıp uygulamaları içeren hastaya özel bir protokol önerilmektedir.  Bunlar içinde topikal uygulamalar dışında özellikle karaciğer detoksuna yönelik bitkisel ve apiterapik ürünler, Vitamin D, Omega-3 desteği sağlanmaktadır. 
 
Tedavide sırasında hasta ve hasta yakınlarının doktor ile iş birliği içinde hareket etmesi hızlı yanıtların alınmasında önemlidir. Hastaların eğer kullanıyorlarsa sigara ve alkolü bırakmaları önem arz etmektedir.
 
Sedef hastalığı uzun soluklu takibi gerektiren hasta-hekim ilişkisinin uyumu ile kolaylıkla başarılı olunabilen tedavisi mümkün bir kronik hastalıktır. 
 
 
Prof.Dr. Halil Yaman ve Prof.Dr. Mehmet Tanyüksel
 
Kaynaklar:

Bu Yazıyı Paylaş

"Sağlığınız için buradayız."

We are here for your health.



Kullanıcı deneyimini geliştirmek ve web sitesi trafiğini analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. Çerezleri nasıl kullandığımızı ve "Gizlilik Tercihleri"ne tıklayarak bunları nasıl kontrol edebileceğinizi okuyun.